ISI YALITIMI KONFOR SAĞLAR
Kapalı ortamlardaki ısıl koşullar, o ortamda yaşayan insanların konforunu ve sağlığını doğrudan ilgilendirir. İnsanların çalışma verimlerini büyük ölçüde bulundukları ortamın sıcaklığı belirler. Çalışma ortamının ısıl koşulları, insanların bedensel ve zihinsel üretim hızını doğrudan etkiler. Çok soğuk ya da çok sıcak ortamların çalışma verimini düşürdüğü tespit edilmiştir. Yine çok soğuk ortamların yol açtığı sağlık sorunları da iş gücü kaybına ve buna bağlı sağlık harcamalarına neden olur. Ortam sıcaklığının iş yerlerinde iş kazalarına yol açtığı da belirlenmiştir.
ISIL KONFOR
Bunları engellemek için yapılarda yalıtım yaparak ısıl konforu sağlamak gerekir. Isıl konforu sağlamak için ortam sıcaklığı ile duvar iç yüzey sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkı düşürülmelidir. Bu fark ne kadar yüksek olursa konfor da o kadar düşük olacaktir. Konforlu bir mekân için bu farkın en fazla 3°C olması gerekir. İç yüzey sıcaklıklarının düşük olması durumunda, ısının ortam içinde soğuk yüzeylere doğru hareketi, istenmeyen hava akımları oluşturur. Bu hava akımları da konforu azaltarak hastalıklara neden olur.
İç yüzey sıcaklıkları ile ortam sıcakları
arasındaki farkı azaltmak için ısı yalıtımı gerekir. Isı yalıtımı ile mekânın
her noktasında homojen bir sıcaklık sağlanır ve hava akımları engellenir. Bu da
hem konforlu hem de sağlıklı bir ortam sağlar.
İç ortamda üretilen su buharı, yapılara zarar veren bir potansiyele sahiptir.
Su buharı; basınç farkı nedeniyle ısı akımı ile ayni yönde hareket ederek yapı
elemanının gözeneklerinden geçer ve dış ortama ulaşmaya çalışır. Su buharının
yapı elemanı içerisindeki bu geçişi sırasında, doyma veya daha düşük sıcaklıkta
bir yüzeyle temas etmesi durumunda buharın bir kısmı yoğuşarak su haline geçer.
Yapı elemanları içerisinde birikerek yapıya ve konforumuza zarar verir. Yoğuşma
iç yüzeyde veya yapı elemanları içine meydana gelebilir. Bu nedenle, yapı
elemanları tasarlanırken mutlaka yoğuşma kontrolü yapılmalıdır.
Bina kabuğu tasarımında; bağıl nem değerinin, kısa süreler için bile 0,8’den
yüksek olması durumunda iç yüzeylerde küf oluşumu riski vardir. Yüzeyde meydana
gelen yoğuşma, neme karşı hassas olan korunmamış yapı malzemelerinde hasarlar
olusmasına neden olabilir.
Yüzeydeki nem miktarının fazla olması; telafisi olmayan, fiziksel
değişikliklere (dökülme, kabarma vb.), kimyasal reaksiyonlara (paslanma vb.) ve
biyolojik gelişmelere (ahşabın çürümesi vb.) neden olarak konforumuzu bozar.
Yapı elemanlarının ara yüzeylerinde meydana gelen yoğuşma, yapımızın yük
taşıyıcı kısımlarında bulunan demirlerin paslanmasına neden olduğu için, yapı
ömrünü tehdit eden unsurlardan biridir. Yoğuşma riskinin azaltılması veya
ortadan kaldırılması için; yapı bileşenlerinin içinden birim zamanda geçen su
buharı miktarı sınırlandırılmalı ya da yapı bileşeninin tüm kesitindeki
sıcaklik dağılımı doyma sıcaklığinın üstünde olmalıdır.
Yoğuşmanın hiç olmaması için, yapı bileşeni içindeki tüm sıcaklıkların, su
buharının doyma sıcaklığından daha yüksek olması gerekir. Bu da yapı
bileşenının dış iklim koşullarından korunmasıyla, yani dış cephe ısı yalıtım
sistemleri ile sağlanır. Böylece yapı bileşenlerinin, ısı yalıtımının sıcak
tarafinda kalmaları sağlanır ve yoğuşma sıcakliğının üstünde tutulur. Dolayısı
ile yoğusmanın zararlı etkilerinden korunulur.
İÇTEN ISI YALITIMI
Yoğuşmanın zararlı etkilerinden korunmak için yapılabilecek uygulamalardan biri de içten ısı yalıtımı uygulamalarıdır. Bu uygulamalarda, yapı bileşeninin içerisinden geçen su buharının azaltılması için buhar difüzyon katsayıları, yüksek buhar dengeleyicileri kullanılabilir. İçten ısı yalıtımı uygulamaları ile iç yüzeyin sıcaklığı su buharının doyma sıcaklığının üzerinde tutularak küf, mantar, vb. oluşumu engellenir. Ayrıca yapı bileşeni içerisinden geçen su buharı miktarı sınırlandırılarak meydana gelebilecek yoğuşma miktarının yapı malzemelerine zarar vermesi önlenir.